6 Nisan 2009 Pazartesi

Kaç Fırın Ekmek Yememiz Lazım


Amerikan Ulusal Üniversite Basketbol Ligi NCAA'in şampiyonunun belirleneceği final four mücedelesinde Michigan State Üni., Connecticut Üni. ile Detroit'teki Ford Field'da karşılaştı. Bir üniveriste basketbol maçının görselleri insanı başka şeyler düşünmeye itiyor.

Bir defa salon uzay istasyonundan bozulup spor salonu haline getirilmil gibi. Fikstüre göre, ister Amerikan futbolu, ister beyzbol, ister basketbol sahası haline getiriliyor ve şehrin bütün yükünü taşıyor.


FIBA 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası'na ev sahipliği yapma hakkını kazandıktan sonra bile Abdi İpekçi'nin yanına doğru dürüst ikinci bir salon ekleyemeyen ve bu nedenle ev sahipliği hakkını kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya olan bir ülkenin vatandaşı olarak 72.000 kişinin izlediği bir üniversiteler arası basketbol maçına gıpta ile, hayranlıkla , sanki bir tarihi esere bakarmışçasına bakıyorum.


Çılgınlık derecesinde sevilen futbolun bile bu kadar seyirciyi tarihte 3 - 5 kez stadyumda biraraya getirebildiğini düşününce aklım daha da yerinden çıkıyor.
Hayal edin ; Boğaziçi Üniversitesi İTÜ ile basketbolda üniveristeler şampiyonluğu için oynuyor , ülkemizde 75.000 kişilik ! salonlar var ve bu maç için o salon full doluyor. Bir yanda Boğaziçi sesleri , bir yanda İTÜ..30 yıl daha olmaz , hatta hiç olmayabilir..


Profesyonel sporun kaynağını üniversitelere bağlamak , sporcuları buradan yetiştirmek bence Amerikalılar'ın dünyadan en önde ve en farklı olduğu olay. Böylesi bir yapıyı kurmak tabii ki kolay değil. Gelişmiş bir ekonomi olmadan imkansız hatta. Üniveristelerin kalkındırılması , neredeyse hepsinin aynı standartlarda tesislerinin, salonlarının olması lazım bir defa. Bizim için ütopik diyebiliriz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder