30 Temmuz 2009 Perşembe

In Haldun We Trust


Ülkemizde Brezilya Milli Takımı'nda aktif olarak yer alan iki oyuncu oldu bu sezon. Hem de her ikisi de top cambazlarıyla dolu orta sahada kendilerine yer bulabiliyorlar.

Fenerbahçe'nin Andre Dos Santos'una; Galatasaray , pardon Haldun Üstünel de Elano'yla rest çekti ; Beşiktaş da galiba yine hani bana hani bana diyecek..

Elano, Lincoln'ün olmayan insanlığından ve profesyonelliğinden bıkan Galatasaray takım ve taraftarına ilaç gibi gelecek..O da Lucescu'nun bulup Shakthtar'a getirip parlatıp dünya futboluna sunduklarından. Luce'den kötü topçu çıkmaz ; en azından yeteneğini sahada göstermek ve faydalı olmak için oynayacak oyuncular çıkar..

Bu transferde en önemli ayrıntı duran toplar aslında; artık Galatasaray'lı frikiklerde topun başında Sabri'yi görmeyecek , uyuz olmayacak. Bir de orta sahadaki pas trafiğinde Ayhan yalnız kalmayacak.

Hayırlısı Olsun..

28 Temmuz 2009 Salı

Kırmızıyla Moruna


3 büyüklerin forma sponsorluğunda aynı markayla anlaşması ve hepsinin de bu sene adidas'ın 3 çizgisiyle mücadele edecek olması nedeniyle sezon başı forma lansmanları da artık TSYD kupası formatına döndü. Bir - iki hafta boyunca büyükler sırayla yeni formalarıyla arz-ı endam edereken, taraftarlar ve medya için de atış başlıyor..

Dün akşam da sarı kırmızı forma lansmanı vardı..Sarı ve kırmızının gitgide azaldığı formaların lansmanı. Herkesin seneye renk skalasından bize ne düşecek acaba demeye başladığı formalar..

İki sene çnce Fenerbahçe'nin turkuazıyla başlayan farklı renkli ticari forma konseptini, Galatasaray da geçen yıl Turuncuyla "me too" yapmıştı. Olmuştu da turuncu, en azından akla fikre sığdırılacak bir hikayesi vardı.
" Sarıyla kırmızını karışımı "

Pazarlama stratejisi anlamında baktığımızda bu tip alternatif bir renk kullanmak, klasik formaları almış ve daha da almayacak olan taraftara da forma satabilmek adına akıllı bir strateji aslında. Ama böyle radikal stratejiler devamlı olduğu zaman değer kazanıyor ve benimseniyor. Daha da önemlisi markalar bu projelerinin ekmeğini lansmanlardan bir süre sonra, tüketici fikre biraz daha alışınca yiyor.

Peki Galatasaray ne yaptı? Bir doğruyu hemen bir yanlışla götürdü ve turuncuyu iptal edip bu sefer daha da radikal olan moru çıkardı alternatif renk olarak!! Yani, mor rengi beğenmek ya da beğenmemek ayrı bir konu (ben de beğenmedim) ama daha yanlış olan turuncudan bu kadar çabuk tamamen vazgeçmek. Bu sezon da turuncu en azından formaların detaylarında bir yerde ve GS Store koleksiyonunda yer almalıydı.

27 Temmuz 2009 Pazartesi

Talihsiz Reklam


Ukrayna Ligi takımı FC Karpaty'nın forma göğüs reklamı oldukça manidar..

24 Temmuz 2009 Cuma

Forması Yakıştı


Formalardan girdik , oradan devam edelim. Bu sefer formanın içindeki de önemli ; transfer dönemine düşen Topuz'u..

Fenerbahçe forma lansmanı da Çarşamba günü Şükrü Saracoğlu'nda yapıldı. Biraz makyajlanmış klasik çubuklu , üçüncü sezondur giyilen ve yavaştan klasikleşmeye doğru giden kuruluş ve fikrimce Türkiye'nin gördüğü en iyi formalardan olan Arma forma..Bu 3 formayla boy gösterecek Fenerbahçe.

Boyunu göstermesini bekledikleri en önemli isim de Mehmet Topuz..Resimde göreceğiniz gibi forması yakıştı ; ya futbolu ? Onu da birkaç ay içinde değerlendireceğiz.

Her halinden Anadolu akıyor Mehmet'in ; yürüyüşü , konuşması , herşeyinden..Kayseri'den Fener'e bir kral geldi aslında; orada her dediği yapılıyor , tüm imtiyazlar gösteriliyordu ; kendi deyimiyle kamp tesislerindeki odasını bile istediği gibi dekore ediyorlarmış ,takımın diğer oyuncularından farklı..


Mehmet Topuz > Kayserispor

Burada ise denklem şöyle işliyor :

Mehmet Topuz = 1 / 25

Bi içler dışlar yapıyorum hemen , sonuç pek iç açıcı çıkmıyor!

21 Temmuz 2009 Salı

Forma Edebiyatı


İşlerin yoğunluğunun artması ve sonrasında da kısa bir izin nedeniyle bir süredir yazılara ara vermek zorunda kalmıştım. Futbol tatildeyken daha çok yazacak , yorunlayacak konu oluyor desek yalan olmaz heralde. Transfer haberleri , hazırlık kampları, takımın uyumu, formalar vsvsvs..Her şey hakkında insan ahkam kesmek istiyor. Şu oyuncu şu takıma olur , bu olmaz , bunu niyer bu kadara aldınız , bunu niye almadınız ,formanın yakası niye böyle !

Bu sene Beşiktaş taraftarı şampiyon takımının Şampiyonlar Ligi'nde giyeceği formaları heyecanla bekliyordu. Bir de, sponsor umbrodan adidas'a geçince beklentiler artmıştı.

Beşiktaş 2009-2010 forma lansmanı 17 Temmuz'da yapıldı. Beşiktaş'ın bu sezon giyeceği 3 forma Ümraniye Tesisleri'nde yapılan bir defileyle tanıtıldı. Forma tanıtımını takiben taraftar forumlarında , gazetelerde formalarla ilgili binbir eleştiri yazıldı, çizildi. Ortaya çıkarılan bir ürün için herkesin yorumu ve eleştirisi tabii ki olacak, zevkler ve renkler de tabii ki tartışılmayacak ama üç büyük takımın taraftarı için de aynı durum geçerli. 10 - 15 milyon değişik zevk , 10 - 15 milyon başkan, teknik adam, tasarımcı , pazarlamacı.Taraftarın tamamı da kulübün sahibi, kendinde söz hakkı buluyor; bulmalı da..Ama burada ince bir çizgi var ; eleştiri ile karalama ve bunun üzerinden birilerini yıpratıp prim yapma arasındaki fark..İşte bu noktada yanlış yapıyoruz.


Beşiktaş taraftarı formaları beğenmemekle kalmayıp bayaa da yaygara kopardı , anneannemin kazağına benzemişten , tuvalette tasarlanmış bunlara kadar bir ton eleştiri..

Bir defa , forma kutsaldır. Takımının logosunun üstünde yer aldığı , oyuncuların sahaya çıkıp ter akıttığı o formalara bu şekilde eleştiri yapılmamalıdır diye düşünüyorum. Bakın , beğenmemekten bahsetmiyorum. Formayı küçültmekten , saygınlığını ve değerini azaltmaktan bahsediyorum. Bu işin bir tarafı , manevi..

Bir de teknik tarafı var tabii..Forma üretimi ile ilgili süreçler..Taraftarların, basının bilmediği konu bu aslında. Her sene liglerin bitiminde haber sıkıntısı çeken gazetelerin oyuncağı forma tasarımları. Markaların dünyadaki tüm takımlara sene başında belirledikleri 5 - 6 değişik skecin versiyonlarını yaptıklarını yeni yeni fark eden medyada başlıyor photoshop çalışmaları. Eğlenceli tabii , eskiden bilgisayar oyunlarında takımın formasını renklendirmekten acayip keyif alırdım ;onun gibi..Ama gerçek hayatta durum biraz daha farklı tabii..

Formaların o lansman gününe gelmesi 1 senelik bir süreç aslında. Mesela 2010 - 2011 forma tasarım ve geliştirme çalışmaları önümüzdeki ay başlayacak. Bu süreç boynca kulübün etkileyemediği ve etkileyebildiği kısımlar var.

Mesela sponsorlar konusu..Bu konuda taraftar hep yakınır , Ülker olursa almam , o formaya da yine avea'yı mı koydunuz , logo niye çerçeveli , niye sarı renk değil, vsvsv. İşin bu tarafı tam parayı veren düdüğü çalar tarafı..Sponsor kulübe 3 - 5 seneliğine 20 - 30 milyon dolar para veriyorsa , o formada nasıl yer almak istediğinin tercihi de onun oluyor tabii. Daha fazla görünürlük elde etmek için formanın renkleriyle daha kontrast renkler kullanmak istiyorar doğal olarak. Yapılan her uygulama da sponsor firmanın onayına sunuluyor.


T.C Bayrak konusu da bir başka husus taraftarın bilmediği ama konuştuğu. Formada bayrak bulundurmak Federasyon'un lig yönetmeliği ile sabitlenmiş ve geçtiğimiz yılın şampiyonu ve kupa şampiyonuna mecbur kılınmış bir durum. Mesela Beşiktaş taraftarı bizim logomuzda da bayrak var , bu yönetim niye ikinci bir bayrak koyar ki formaya diye bağırıyor ama işin arka planında BJK yönetiminin bu konuda Federasyona ne kadar baskı yaptığını ancak bunun için izin alamadığını bilmiyor.

Formanın neresine reklam alınabileceği , bunun büyüklüğünün ne olacağı gibi konular da tamamen TFF'nin maç ekipmanı yönetmeliğiyle düzenleniyor. Federasyon forma üzerinde yeni yerlere izin veriyor , kulüpler de gelir artırmak için buraları kullanıyor veya kullanmıyor. Ama şu ekonomik ortamda yönetimlerin de "bizim formamız her markadan değerlidir, reklam almıyoruz" demesi de mantıklı değil. Bahsettiğimiz paralar senelik 5 - 10 milyon Euro arası. Bundan vazgeçince ne olacak ; taraftar Lincolnler, Alexler izleyemeyecek. E forma reklamsız olsun , içi de mi boş olsun yani!!

Buradan hisse , BJK formalarıyla ilgili şahsi fikrimi de belirteyim. Basit ve klasik değiller ama güzeller ; basit ve klasik yapmak daha kolay aslında ama o zaman da değişik birşey yok denirdi...Zor zenaat bu forma işi..

2 Temmuz 2009 Perşembe

Kader Keita


Haldun Üstünel geleneği devam ettirdi ve hiçbir basın organında bir kez bile adı geçmemiş olan Kader Keita'yı Galatasaray'lı yaptı. Artık Galatasaraylı taraftarlar için yaz aylarında gazetelerdeki transfer yalanlarını okumak ve bunlarla eğlenmek dönemi bitti. Her sabah, acaba Haldun bu akşam kimle İstanbul'a geldi dönemi başladı..

Keita'ya gelince..

Bu transferin bize anlattığı en önemli şey Rijkaard'ın sisteminin 4-3-3 olacağı ve Galatasaray'da isme ve yıldıza değil , sisteme dayalı bir organizasyon olacağı..

Kewell veya Arda bir kanatta - Keita öbüründe hücum ağırlıklı kanat oynayacak , Baros ortada onların servislerini bekleyecek. Kewell - Arda'dan açıkta oynamayanı da orta 3'lüde görev yapacak.

Keita 2007 senesinde Avrupa'da piyasası en popüler oyunculardan biriydi. Lille formasıyla harikalar yaratmıştı ve Lyon gibi pahalı transferler yapmayan , tersine yetiştirip satan bir kulübe tam 17 milyon €'ya transfer olmuştu. Lyon'da Keita için herşey Lille kadar iyi gitmedi ama Baros da Galatasaray'a kadar oynadığı hiçbir kulüpte bir sezonda 15 gol bile atma başarısı gösterememişti. Burada önemli olan Keita'nin Lyon gibi bir dev tarafından bu kadar yüksek bir bonservis ödenmeye değer bulunmuş olması..Benim için iyi referans ; Türkiye'de bu kadar büyük yıldızlar var ama bugüne kadar bir tanesine bile 15 milyon Euro veren olmadı.

Taklalara hazırlanın..

Çarşı - Yaratıcılığın Doruğu


Cenazede de Çarşı pankartları görürsem hiç şaşırmam!!

1 Temmuz 2009 Çarşamba

Tıklanma Oranları


Mobil iletişim spor kulüplerinin de resmi bilgi akışını sağladıkları bir numaralı mecra oldu. Artık bir kulüple ilgili önemli her karar resmi sitede yayınlanmadan "resmi" olmuyor. Basın , taraftarlar , kamuoyu ; kulübün transferleri , basın toplantıları, organizasyonları ,programı, resmi açıklamaları gibi konular için resmi siteyi referans alıyor.

E tabii, bununla birlikte "en çok kimin sitesi ziyaret ediliyor ?" , oradan da "en çok kimin taraftarı var?" gibi sorular ve taraftarlar arası çekişmeler başlıyor.

Biz de internet kullanıcıları üzerinde yaptıkları araştırmalarla bu konuda dünyanın en iyisi olan alexa.com'da açıklanan gerçek verilere bakalım..


Galatasaray.org birinci Fenerbahce.org ikinci olmuş, Beşiktaş ise üçüncü… Fakat Türkiye içerisinde sıralamalardaki yerleri çok da iç açıcı değil:Galatasaray,103. Fenerbahçe 111. Beşiktaş 253. Futbol; Türkiye’nin en büyük eğlence kaynağı, en büyük eğlence sektörü ve bu üç takım futbol-eğlence endüstrisinin en büyük üç aktörü… Ama internet siteleri hiç de hak ettikleri seviyede ve sıralamada değil.

Galatasaray.org / dünyada 6,646 (Türkiye'de 103)
Fenerbahçe.org 8,106 (Türkiye'de 111)
BJK.com.tr 21,023 (Türkiye'de 253)
Trabzonspor.org.tr 56,434 (Türkiye'de 1,237)
Bursaspor.org 142,243 (Türkiye'de 2,513)
Sivasspor.org.tr 255,951 (Türkiye'de 5,630)

Kulüplerin sitelerini daha interaktif birer platform haline getirmeleri ve taraftarların sitelerden sağlayabilecekleri faydaları artırmaları gerekiyor. Avrupa'nın ünlü kulüplerinin sitelerinde sadece siteye üye olduğunuzda erişebildiğiniz içerikler var. Kulübün maçlarını site üzerinden satın alıp canlı izleyebiliyorsunuz. Bu tip siteye özel imkanlar artmadıkça bu sitelerin tıkları da artmaz..