24 Şubat 2010 Çarşamba

OYUNB'OZAN

Bursaspor sahada yoluna Sağlam adımlarla devam ederken , yönetimi de gelirleri artırmak için her fırsatı değerlendirmeye çalışıyor.
İşte, efsane Fenerbahçe galibiyetinin ardından piyasaya çıkarılan t-shirtler..


Vibram FiveFingers



Yeni nesil koşu ayakkabısı, pardon! çorabı mı desem hatta "koşu eldiveni" mi..

İnsan ayağı 26 kemik, 33 eklem ve 100'den fazla kas, tendon ve liften oluşan bir anatomiye sahip ve vücudun geri kalan bölümleri gibi ayakların da sağlıklı olması için çalışması, hareket etmesi gerekir teorisinden yola çıkan İtalyanlar Vibram FiveFingers'ı sundular dünya spor ürünleri pazarına.

Trekking, tırmanma, fitness, koşu, yoga&pilates, su sporları, seyahat, balıkçılık gibi alanlarda kullanılabilen Vibram'ın her biri bu alanlardan ayrı biri için daha çok tavsiye edilen 5 tipi var.



Kullananların yorumlarında , dengem arttı, sinirlerimi yatıştırıyor, yere basışım sağlamlaştı gibi yorumlar var.
Bana gelmez bu tip parmaklı aparatlar ; çorabını da sevmezdim bunların..

Do You Speak Socceranto ?


G.Afrika'da düzenlenecek 2010 FIFA Dünya Kupası'na katılacak olan 32 ülkede toplam 18 farklı resmi dil konuşuluyor. Haziran ayında G.Afrika'ya akın edecek futbolcu ,hakem, yönetici, antrenör, federasyon yetkilisi, taraftar vs.. yüzbinlerce insanın birbirine soracağı ilk soru bu yazının başlığı olacak heralde..

"Do you speak Socceranto?"

Socceranto ,16 yaşında bir İngiliz öğrenci tarafından organize edilmiş bir grup futbolseverin yarattığı, kendi cümle sistematiği ve sözlüğü olan bir "ortak futbol dili".
Kelimenin kendisi "soccer" ve "esperanto" kelimelerinin birleşmesinden oluşuyor. Soccer zaten futbol demek ; "esperanto" ise 1887 yılında Ludwig Zmanhof tarafından yaratılan ilk evrensel dil denemesi.

Socceranto ,temel olarak daha önce Dünya Kupası'nı müzesine götürmüş ve dünyada da dilleri en yaygın konuşulan 7 ülkenin dilleri üzerine kurulmuş.Bu diller Portekizce (Brezilya),İspanyolca(Arjantin ve Uruguay), İtalyanca, Fransızca, Almanca ve İngiliz ce.



Socceranto'nun kelimeleri futbolcuların isimlerinden veya futbol jargonlarından oluştuğu gibi başka kelimeleri biraraya getirerek oluşturulan yeni kelimeler de kullanılıyor ;

maradona: Hakem fark etmeden elle atılmış gol [Kaynak: Maradona'nın 1986 Dünya Kupası'nda Arjantin'e elle attığı gol]
muller: n. Golcü [Kaynak: Dünya Kupası'nda kaydettiği 14 golle Dünya Kupaları'nda tüm zamanların en çok gol atan oyuncusu]
fliegenfanger: Kötü kaleci [Kaynak : Almanca'da kötü kalecilere atfen kullanılan ve "flycatcher" anlamındaki kelime

Şimdi biraz Socceranto konuşalım isterseniz ;

Oyuncu İsimleri Kullanılan Futbol Hareketleri :

ronaldinho: Pası attığın yöne bakmadan atılan pas

kaka: Vole ; (Dünyanın en iyi vole vuran oyuncusu kaka)

zizou: Topun üstünde 360 derece dönmek.(Zidane'ın meşhur ettiği hareket)

pelé: Röveşata

Baggio : Kaçan penaltı :)(R.Baggio'nun Dünya Kupası Finali'nde kaçırdığı penaltıdan)

Chilavert : Kalecinin attığı gol (Paraguay'ın frikik golleriyle efsane kalecisi Chilavert)



Bunlar da yeni türetilen bazı kelimeler :

baguette — Uzun, ince fizikli oyuncu (Fransız baget ekmeğinin şeklinden , ör:Crouch , Viera )

harrypotter: Orta saha büyücüsü

"Socceranto :Bir Dilin Doğuşu" adlı bu ilginç projeyi, her isteyenin kendi kitaplarını internet üzerinden yayınladığı site olan www.lulu.com'dan inceleyip futbolun evrensel dilini siz de öğrenebilirsiniz.
Ya da, güzel Türkçemizin Socceranto'sunu da siz yaratabilirsiniz ;

Rıdvan : Topla süratli, ani dönüşleri olan, tutulamaz oyuncu ( Halı sahada oynayan veteranların meşhur "İçim Rıdvan da bacaklar gitmiyo" lafındaki gibi)
Kemik : Fiziği ilk bakışta çelimsiz duran ancak sağlam futbol oynayan, ayağından top almanın zor olduğu oyuncular (GS'li Ergün Pembe'den)
10,5 : Orta saha virtüyözü ve daha fazlası (Türk harrypotter :) )

Buradan da futbol klişelerine dalar gideriz..

22 Şubat 2010 Pazartesi

Beşiktaş 1 Galatasaray 1 - Sırat Köprüsü Geçilirken


24 Ocak'ta Ali Sami Yen'de oynanan ve Galatasaray'ın 1 - 0 kazandığı Gaziantepspor maçı bittiğinde fikstüre bakmış ve eldeki kalanlarla Galatasaray'ın Şubat ayından nasıl çıkacağını düşünmüştüm.

24 Ocak - 26 Şubat tarihleri arasında Galatasaray'ın programı şöyleydi :

Ankaragücü deplasman (Ziraat kupa rövanş)
Denizli deplasman (lig)
Antalya deplasman (Ziraat kupa ilk maç)
Kayseri deplasman (lig)
Antalya içerde (Ziraat kupa rövanş)
Ankarasapor (bay)
Atletico Madrid deplasman (UEFA Avrupa Ligi)
Beşiktaş deplasman (lig)

O gün itibariyle Baros, Sabri, Kewell, Hakan Balta sakattı , sonra Antalya deplasmanında Jo da eklendi bunlara.
Forvetsiz geçecek bir deplasman turu..Topu karşı sahaya daha az götürdüğün ve götürdüğünde de ön alanda bir süre tutacak bir oyuncuya en çok ihtiyaç duyulan dönem. Pek de parlak gözükmüyordu tünelin ucu..

Bugün gelinen nokta bence Galatasaray için bu şartlarda harika olarak nitelendirilebilir. Fenerbahçe'nin ligdeki beklenmedik puan kayıpları da kreması oldu bu direncin. Burada, berabere bitirilen 3 çok önemli maç var ; Kayseri, Beşiktaş ve Atletico..Bunların 3'ünde de eksik kadrosu ve olmayan hücum kurgusuyla rakiplerine üstünlüğü vermeyen , defansta fazla hata yapmayan, hücumda da zorla da olsa şapkadan gerekli tavşanı çıkaran bir takım izledik.

Bundan sonra her geçen gün bir sorunundan daha kurtulacak bir Galatasaray olacak. Baros, Kewell ve Sabri de 2 hafta sonra dönünce kalan 2 hedefini de sonuna kadar götürebilecek bir takım izleyeceğimizi düşünüyorum.

Harmandalı

Arda'nın Madrid dansı..


18 Şubat 2010 Perşembe

Hiddink Üzerine Çeşitlemeler - 3


Bu da Hiddink Çeşitlemelerimizin sonuncusu ;

Milli Takımımız'ın 2014 Avrupa Şampiyonası Elemelerindeki rakiplerinden biri olan Belçika'nın teknik direktörü kim ?
Dick Advocaat..
Advocaat nereli ? Hollandalı..
Peki 1995'te Hollanda Milli Takım'ını kim çalıştıyordu ? Dick Advocaat..
Ya 1996'da onun yerine kim gelmişti? Guus Hiddink..


İşte bu olayın Dick Advocaat'ta ağır bir Hiddink kıskançlığı meydana getirdiği ve Advocaat'ın kariyeri boyunca hep Hiddink'in başarılarını kıskandığı Hollanda'da sürekli konuşulan bir konudur..

Ümit edelim ki ; Advocaat Belçika'nın başında onca yılın intikamını Türkiye'nin başındaki Hiddink'ten almasın..

Hiddink Üzerine Çeşitlemeler - 2


Bundan iki yıl önce Abramovich'in üstün planıyla hülle ile Chelsea menajeri olmuştu Guus Hiddink.
Rus Milli Takımı teknik direktörlüğüne de kendisini Abramovich'in getirdiği söyleniyordu zaten , hesapsız bir ücret ödeyerek..

Asıl plan Hiddink'i Rusya üzerinden Chelsea'nin baçına geçirip ikisini birden çalıştırtmaktı ama Abramovich, Rusya Federasyonunu ikna edemedi ve Hiddink 6 aylık Chelsea macerasının ardından tekrar tek işe, yani Rusya Milli Takımı'nın başına döndü..

Şimdi, Chelsea'nin taraftar forumlarında Hiddink'in Türk Milli Takımının başına geçmesiyle ilgili birçok haber ve yorum dolaşıyor. Chelsea taraftarları Hiddink'ten sonra takımın başına geçen Carlo Ancelotti'den de memnunlar ama Guus Hiddink de onların kalbinde yatan aslan, sağlam bir iz bırakmış 6 aylık dönemde..Şimdi, Hiddink'in Türkiye kontratının 2 + 2 olmasından esinlenip ortaya attıkları bir teori var ;

Hiddink kontratının 2 yıldan sonrasını opsiyonel yaptı çünkü 2 yıl sonra Carlo Ancelotti'nin Chelsea kontratı da bitiyor ve Hiddink de bu tarihte Chelsea'nin başına geçecek..
Chelsea taraftarlarına da Allah kolaylık versin..

Hiddink Üzerine Çeşitlemeler - 1


Hayırlı olsun bakalım ; sağır sultanın duyduğunu 3-5 ay sakladılar ama sonuçta Guus Hiddink geldi Milli Takım'ın başına..

Futbolumuzun kült karakteri Fatih Terim'den sonra Federasyon yetkilileri dünyanın en önemli hocalarından biryle anlaşacaklarını söyleyip, Fatih Hoca'nın ayrılmasının etkilerini azaltmaya çalışmışlardı. Birkaç ay homurdandırdılar milleti ama gerçekten de dünyanın en önemli 3-4 teknik adamından biriyle, hatta Milli Takımlar düzeyinde belki de birincisiyle anlaştılar..

Hiddink'le ve kariyeriyle ilgili fazla birşey dememe gerek yok ; herkes dedi ve diyor zaten ama etrafta görmediğim , değinilmemiş bir iki noktayı yazmak istiyorum ;

Hiddink Milli Takımlar kariyerini parlattığı geçtiğimiz 10 yıllık dönem içerisinde hangi ülkeleri çalıştırmıştı ?
Son aklıma gelenler ; 2002 Dünya Kupası Güney Kore ,2006 Dünya Kupası Avusturalya ve 2008 Avrupa Şampiyonası Rusya..İlk ikisinde çok başarılı olmuş ve "Büyücü" lakabını almış ,dibe vurmuş Rusya'yı ise Euro 2008 yarı finaline çıkardıktan sonra 2010 elemelerinde bizim gibi hüsrana uğrayıp Play-Off'da elenmişti..

Peki bu ülkelerin ortak özelliği neydi ?

Çok başarılı sayıldığı G.Kore ve Avusuturalya futbolda bir ekol olmayan , korkulmayan, başarı geleneğine sahip olmayan ve katıldıkları kupalarda alacakları en ufak başarının çok büyük algılanacağı ülkelerdi. Ayrıca hem Avusturalya, hem de G.Kore üstün çalışma disiplini ve iş ahlakına sahip insanların yaşadığı ve basın tarafının da son derece medeni ve insana rahat bir çalışma ortamı sağlayan bir yapıda olduğu yerler. Hiddink de bundan sonsuz faydalandı ; hiç kafası takılmadı, hiç yıpranmadı, halkın sevgilisi, medyanın arkadaşı oldu..

Rusya'da da bir dibe vurmuşluk ve ne yapılsa kar sayılma durumu söz konusuyken göreve geldi ve yine az yıpratılabileceği bir düzene yerleşti..


Ya bizim ülkemiz ?
Son Avrupa Şampiyonu İspanya'nın teknik direktörü Aragones zor gördü sezonun sonunu ; işin ucunda para olmasa 10.hafta kaçardı memleketten..
Galacticos 1'in hocası Del Bosque'ye ne oldu ? Kasap dediler adama..
Barcelona'yı bugünkü haline getirmenin temelini atan ,Şampiyonlar Ligi Şampiyonu Rijkaard kim ? Adam mı o da ?

Hiddink de biliyo bu ortamı , 19 yıl önce çalıştırdığı Fenerbahçe'de belki de kariyeri bitiyodu. Takım 5.oldu , Hiddink kepaze..Bakalım bu sefer aşı tutacak mı?

Genç Hiddink mi yaşlı Guus mu ? Göreceğiz..

Los Blancos


Real Madrid'in lakabıdır "Los Blancos" , yani "Beyazlar"
Barcelona'nın tarih boyunca hiç beyaz forma giymemiş olmasının da nedeni..

Salı gecesi Lyon'da oynadıkları Şampiyonlar Ligi maçındaki formalarıyla tam da adlarına yakışmışlar..
Fransa'daki bahis reklamı yasağı Real'in formasındaki "bwin" reklamını uçuruvermiş ,o forma tam efsane düz beyaz formaya dönmüş..
Lyon'un göğüs sponsoru da aynı dertten muzdarip..Retro bir görsel çıkmış meydana..

Şampiyonlar Ligi Hatırası


Fıkra gibi ; Bir Portekizli, bir Brezilyalı , bir Surinamlı Şampiyonlar Ligi Kupası ile biraraya gelirse ne olur ?
Alakasız bir kompozisyon olur , ne olacak?
P.S : Zico , Eusebio ve Davids Şampiyonlar Ligi ile ilgili bir ropörtaj verirken..

Virtual Reality

59.NBA All-Star maçı Pazar gecesi Dallas'ta oynandı..
Bu olayı bu şekilde yukarıdaki gibi yazınca nasıl da basit, her yıl olan bir habermiş gibi gözüküyor değil mi ?
Bir de, bu haberin ekleri olan gecenin tefrikalarına bakalım..Tefrika diyorum ; çünkü tarihe geçen bir olayın kanıtlarını kastediyorum..Bir seviye atlamanın ; sporun gittiği veya geldiği noktanın kanıtının yaşandığı ve Guiness Rekorlar Kitabı dahil birçok şeyin de dahil olduğu bir geceden kalan resimleri..


108713 mü ? Nasıl yani ? Bir basketbol maçından bahsediyoruz ; kapalı salonlarda oynanan , 10 oyuncunun bir topu sepete atmak için uğraştığı takım sporundan..
108713 kişiyi bu sporun en iyilerini izlemek için aynı yere toplamak nedir ?
Biletini almakta gecikmiş bir Dallas'lı maçı nasıl bir açıdan izleyecek diye düşünüyorsun ; Cevap şöyle birşey heralde ;


Tarihin en kalabalık basketbol maçını yerinde izlemeye gelerek Guiness Rekorlar Kitabı'na giren 108.713 kişiden biri olmuşsun ; koyar mı o adamların küçük gözükmesi!

Sahadakilerin hissiyatı nasıldır acaba ? Yüksek bütçeli, devrim yaratacak bir bilim kugu filmi için hazırlanmış bir sette hünerlerini sergileyen aktörler gibi olsa gerek, şu ifadelere baksana ;







Maç 141 - 139 bitmiş , Dwayne Wade All-Star MVP olmuş ; da..ne yazar ?
Önemli olan "Oradaydım" diyebilmek..