19 Ocak 2011 Çarşamba

Ordaydım - TT Arena Açılış


Yaklaşık 1 hafta oldu malum açılıştan bugüne..Spor, siyaset, sanat, halk, kongre ne varsa herkes konuştu, döktü eteklerindekini.

Tarihtir, tanıklık edelim dedik, hakikaten de Türk sporu adına "tarihi!" bir ana tanıklık etmiş olduk. Sonrasında da zaten işin tadı kaçtı; maçın tadı kaçtı, herşeyin tadı kaçtı.

TT Arena'nın açılışı konusunu özellikle Galatasaray camiası ve sonrasında da spor kamuoyu yanlış anlamışız heralde. Asliında gündem bir siyasi partinin mitingiymiş, hazırlık maçı da kreması. Biz de boş boş, "Şehrin göbeğindeki canım Ali Sami Yen'i Toki'ye verdik, karşılığında bize arazisinin değeri Mecidiyeköy'ün 1/3'ü etmeyecek bir yerde stad yaptılar, bize de Sami Yen'in ruhunu oraya taşımak düşer!" diyerek yollara düştük. Halbuki gerçek öyle değilmiş. O gün, orada ülkemizdeki bir siyasi partinin gövde gösterisi olacakmış. Kendisi de Galatasaray kongre üyesi olan ancak bunu unutup desteklediği partinin başkanı'na herkesin bildiği sebeplerle (seçimlerde özellikle takip edeceğim milletvekili oldu mu diye) yalanmayı hayatının merkezine koymuş TOKİ'nin takoz başkanı da ilk konuşmacı. Bu programda tek bir hata yapılmıştı. O da, Aslantepe'nin o günkü profili ve bu mitingi nasıl karşılayacağı.

Tam da, bu noktada koptu film. TAKOZ başkan, o bet sesiyle bozuk ses sisteminden parça parça patlayan naralarını yükseltmeye başladıkça TT Arena'yı dolduran 40.000 kişi birbirine "Ne diyo lan bu?" bakışları atmaya başladı. Ne dedğini de söyleyeyim ;

Galatasaray ve Türk spor tarihini en saygıdeğer başkanlarından biri olan Sayın merhum Özhan Canaydın'a "Devletin ayağına kapanmış, omuzları çökmüş, mahzun, çaresiz kapıkulu" dedi..

Türk Spor tarihinin en eski, en köklü ve en başarılı kulübüne, bir geleneğe, Cumhuriyetimizden de eski ve sahip olduğumuz en değerli markalardan birine " batmış, Ali Sami Yen'in kirasını bile ödeyemeyen bir kulüp" dedi..

O gün orada bulunan ve çoğu O takozun yaşı kadar Galatasarylı olan, liseden gelen, gelmeyen ama hayatının partisi, aşkı Galatasaray olan 40.000 aslanı, hem de kendi ormanında kedi gibi göstermeye çalıştı..

Bir süre hayretle bu söylemleri dinleyen ve aslında bir "Hayırlı Olsun"'u alkışlamak için orada olan Galatasaraylılar da buna daha fazla tahammül edemedi , edemezdi..

Yine de; bakanlara yumurta atılan, Dünya Basketbol Şampiyonası finalinde yani kulüplerin değil Milli Takımın maçında Başbakan'ın yuhalandığı, üniversitelerde protestolardan ders yapılamadığı bir ortamda sadece yuhlandı bu zihniyet..

Burası önemli..Ne zamandan beri stadyumda yuh sesi duymak suç oluyor ki ??

U2 konserinin bile propoganda alanına dönüştürülmeye çalışıldığı zamandan beri heralde..
Ya da, bir kulübün stad açılışında miting yapılmaya çalışıldığından beri..

1 yorum:

  1. ben böyle bir rezalet görmedim sonuna kadar galatasaraylı arkadaşlarımızın yanındayız bir fenerbahçeli olarak... deniz zeynal

    YanıtlaSil